Inhalte von Google Maps werden aufgrund deiner aktuellen Cookie-Einstellungen nicht angezeigt. Klicke auf die Cookie-Richtlinie (Funktionell), um den Cookie-Richtlinien von Google Maps zuzustimmen und den Inhalt anzusehen. Mehr dazu erfährst du in der Google Maps Datenschutzerklärung.

Tarih

Pülümür ilçesi 1847 yılında KUZUCAN adıyla ERZINCAN iline bağli bir ilçe plarak kurlulmuştur, Ilk Belediye Teşkilatı 1910 yılında teşkil edilmiştir. Erzincan iline bağli olan ilçe 1938 yılında Tunceli iline bağlanmıştır.

1915 yılında Rus askerleri tarafından işgal edilen ilçe,1917 yılının Aralık ayına kadar işgalci kuvvetlerin denetimi altında kalmıştır. Ilçe halkı iki yıl boyunca işgalcı kuvvetlere karşı direnmiş ve bu direnişin sonuncunda oluşturlan düzenli milis kuvvetleri Aralık 1917 yılında işgalcı Pülümür´den kovulmuştur. 17 Aralık 1917 tarihinde kendi öz gücü ile kurtuluşunu kazanmıştır.

Ilçe; Erzurum – Iskenderun Karayolu üzerinde olup, Tunceli iline 67 ve Erzincan iline 65 km mesafededir. Erzincan-Tunceli ve Elaziğ illerinde karayollari bağlantısı mevcut olup,bu iller arasinda çalışan karayollari taşıtları ilçe merkezinden geçmektedir. Budakarayolu ulaşımını ve çevre ilerle olan bağlantısını kolaylaştırmaktadır.

Tunceli ilinin tarihi M.Ö. 2200 ‘lerde yörede yaşadığı saptanan Saburrular’la (Hurriler) başlar. Çemişgezek yakınlarında Pulur köyünde yapılan kazılarda Taş Devrinden Tunç Devrine kadar üç kültür katmanı bulunduğu saptanmıştır. Yörenin ilk yazılı tarihi Keban gölü kurtarma çalışmaları esnasında elde edilen çivi yazılı tabletlerden anlaşılmış olup, bölgenin İşuva adıyla anıldığı görülmektedir. Hitit’ lerin hakimiyetini M.Ö. V. yy. Med ; M.Ö. V.-III. Yy. da Pers egemenliği izlemiş, M.Ö. 332’de İskender tarafından fethedilmiştir.,
Ancak Pülümür ilçesinin Kapadokya Krallığı döneminde kurulduğu sanılmaktadır. Kapadokya krallığı M.S. 17 .yüzyılda Romalıların Bölgeye egemen olmasına kadar yaşamıştır. Bu bölge Roma’lılarla Orta Asya kökenli Part’lar arasında savaşlara sahne olmuştur. M.S. 395’de Roma İmparatorluğunun bölünmesinden 639’da Arap’ların eline geçinceye kadar Bizans hakimiyetinde kalmıştır. Halife Hişam döneminde (724-743) Tunceli ve yöresi Hazar Türklerinin saldırılarına uğradı. Aslında Orta Doğu tarihinde Hazarlar 585 yılından evvel görülürler. Anadolu zannedildiği gibi Malazgirt zaferinden sonra değil, çok önceden Türk kavimlerinin göçüne hedef oldu. Hazar’ların Bizans ve Arap’larla yakın ilişkileri olmuştur.683-686’da Kafkasları aşıp Anadolu’ya giren Hazar akını Doğu Anadolu’da yerleşim göstermiş, 693’de Bizanslarla beraber Abbasilere karşı çarpışmış, bu çarpışmalar 737’de Hazar Kağanının Mervan’ a yenilerek, İslamiyeti kabullenene dek sürmüştür. Hazarlar Bizans ordusu içerisinde yer almış, İmparator Heraklius kızını Hazar Kağanına vermiştir.
Selçukluların 1071’de Anadolu’ya girişinden sonra Süleyman Şah Kumandasında Anadolu fethine katılan Mengücek Ahmet Gazi, Erzincan esas olmak üzere Pülümür’ü de içine alan Tunceli Kuzey bölgelerinde Mengücek
beyliğini kurdu.
1228’de Anadolu Selçuklu Sultanı Alaattin Keykubat, Mengücekleri
kendisine bağladı. Horasan ve harzem yörelerinde Moğol baskısının artışı bölgedeki Türk kavimlerini batıya yöneltiyordu. Bu sırada Celalettin Harzem Şah Ahlat’ı alması üzerine Ahlat beyi Alaattin Keykubat’tan haklarının korunmasını istedi. Erzincan’ın Yassıçimen yöresinde yapılan savaşta Celalettin Harzem Şah yenildi. Yanındaki Erzurum beyi tutsak oldu. Alaattin Keykubat ülkenin doğu sınırlarını güçlendirmek amacıyla Harzem’ lilerin sınır boylarına
yerleştirir.
Pülümür mıntıkasındaki aşiretlerin ihtiyarları ile temas edildiğinde, kendilerinin Cengiz istilası önünden çekilen Celalettin Harzem Şah’ın askeri bakiyesi ve Horasan tarafından gelme Türk olduklarını söyledikleri görülmüş, hatta bugün haritalarda Tacik baba diye geçen ve kendilerince Sultan baba diye anılan tepeyi Celalettin Harzem’in kabri olarak gösterirler ve burası onların
ziyaretgahıdır. Pülümür-Ovacık arasındaki yol güzergahı da buradan geçer. Dikkat çekici bir noktada da bu yörede yaşayan Kırganlı adlı aşiretin isminin orta Asya Türklerinin mezarlarına verdiği Kurgan’dan geldiğidir.
Anadolu Selçukluları 1243’de Moğollara yenilip, 1318’de de ortadan kalktığında Anadolu’ da bir çok beylikler
kuruldu. XIII. yy. da Doğu Anadolu’ya göçmüş olan Akkoyun’lular. Tur Ali bey tarafından bir birlik oluşturdular. Diyarbakır Merkez olmak üzere Erzincan’a kadar uzanan tüm Tunceli yöresini de içine alan geniş alanda
hakimiyet kurdular.Bu Türkmen kavimi Orta Asya’daki kültürel yaşamlarından miras kalan koyun totemini sembol yaptılar. Bugün Tunceli’nin pek çok yöresinde koyun, kuzu isimli köyler; mezar başlarında koyun figürleri
mevcuttu.
Pülümür’ün yakın zamana kadar “Kuzucan” ismini taşıması Akkoyunlu Devletinden gelme yerleşim yeri olması açısından dikkati çeker.Akkoyunlular Uzun Hasan döneminde en düzenli ve güçlü devlet düzenine kavuştular. Öyle ki Osmanlı Devletiyle karşı karşıya geldiler. 1473 Otlukbeli savaşı Uzun Hasan’ın yenilgisiyle sonuçlanınca, Akkoyunlu etkinliği azaldı.1508 de Şah İsmail
Safevi’nin Akkoyunluları ortadan kaldırarak Doğu Anadolu’ da kurduğu etkinlik 1514 ‘de Yavuz Sultan Selim’e Çaldıran savaşında yenilmesine kadar sürdü.Tunceli’nin etrafını duvar gibi saran
dağlar ve sarp arazi tarihin çeşitli devirlerinde yörede kurulan devletlerin hiç birine tam olarak egemenlik tanımadı ve bu devletlerde bu sarp topraklarla daha fazla uğraşmadılar. Bu da yörenin uygarlıklara kapalı kalmasına yol açtı.
Osmanlı döneminde Kuzucan (Pülümür) 1847 yılında Erzurum Vilayetinin Erzincan sancağına bağlı bir ilçe olarak görünür. 1914 de Birinci Dünya Savaşına giren Osmanlı Devleti, özellikle Doğu cephesinde büyük sıkıntılarla karşılaştı. İçerde Ermeni komitecilerin hareketi de hız kazandı. 1916 yılında Rus ordusu Erzincan önlerinde ve Pülümür’ün kuzeyindeydi. Pülümür ve yörede oluşturulan milis kuvvetleri ile kısmen çarpışmalar olduysa da Şubat 1917′ de Sovyet hükümetinin kurulması ile Erzincan’da anlaşma yapıldı ve 17 Aralık 1917 de Rus ordusu Pülümür dağlarından çekildi.17 Aralık günü ilçenin kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır.
Pülümür Cumhuriyet döneminde 1936 yılına kadar Erzincan’a bağlı İlçe olarak kaldı ve 4 Ocak 1936 da Tunceli adı ile kurulan İlin yedinci ilçesi olarak Tunceli
vilayetine katıldı.


Ekonomi

TARIM VE HAYVANCILIK

 

 

A-TARIMSAL DURUM

 

İlçemizin toprakları tınlı-killi, kumlu-killi, kireçli ve humuslu özellikler göstermektedir.  Arazi dik ve sarp dağlarla kaplı olup, kültür arazileri dağların eteklerinde dar ve uzun vadilere dağılmış durumdadır.  İlçe merkezinin rakımı 1650 metre olup, genelde 1700 metre kadardır. Toplam 150.500 hektar sahaya sahip olan ilçemizde arazi dağılımı şöyledir.

%76′sı Çayır mera,

%21′i Orman alanı

%1′i Tarımsal arazi

%2′si Tarıma elverişli olmayan kültür dışı arazilerdir.

 

İLÇENİNİ GENEL ARİZİ KULLANIM ŞEKLİ ALAN(HEKTAR)
İşlenen Arazi 1194
Sulu Tarım Arazisi 2180
Kuru Tarım Arazisi 5480
Çayır Mera Arazisi 99210
Ormanlık ve Fundalık Arazi 37160
Tarım dışı kullanılmayan arazı 6470
TOPLAM 150500

 

a) Çayır-Mera Arazileri      :

Kullanılan kültür arazilerinin % 76’ sını (114.747 Ha) çayır-mera arazileri oluşturmaktadır.Çayırlar ilçe genelinde sulu ve taban suyu yüksek arazi kısımlarında bulunmakta  ve bu yüzden bol, kaliteli ve besin değeri yüksek çok yıllık bitkilerle kaplıdır.

Çayır ve meralar yöre hayvanlığı için beslenme ve kaba yem sağlama açısından yeterli olup, 300.000.küçükbaş hayvan barındırabilecek kapasitededir.İhtiyaç fazlası çayır ve meralar il içinden ve il dışından gelen sürü sahiplerine sezonluk olarak kiraya verilmektedir.

 

b) Orman Arazileri  :

Ormanlar, ilçemizin genellikle doğu kısmında çıkar, Altunhüseyin- Kabayel Köyleri ; batıda çıkar Karagöz – Sağlamtaş-Ardıçlı- Göneli- Dereköy Köyleri; güneyde  Efeağalı –Beğendik- Çatalyaka – Doğanköy ,Kadısırtı ve Sarıbudak Köyleri arasında kalan bölümde yoğun olarak , diğer bölgelerde orman alanları seyrek olarak bulunur.

İlçemiz; orman alanının genel alana oranı yönünden şanslı yerlerden birisidir. Bu oran % 29’ la Türkiye ortalamasının da üstündedir. Ormanlarımızın asıl ağaç türünü meşe teşkil eder.Sarıçam, Dışbudak, Karaağaç,  Kayın, Huş ve ıhlamur gibi ağaç türleri de bulunur.

 

c) İşlenen Tarım Arazileri  :

İşlenen tarıma elverişli araziler toplam arazilerin % 1’ ini(1,899 Ha) oluşturmaktadır. İklim ve toprak koşulları açısından birçok ürünün yetiştirilmesine uygun olan  ilçemizde, ekilebilir toprak, mera ve iklim şartları açısından farklı bitkilerin gen kaynağını teşkil etmektedir. İlçemiz tarım arazilerinin önemli bir bölümü (yaklaşık % 30’ u ) % 10-15’ lik eğim üzerindedir.

Yerleştirilen ürün çeşitleri bakımından zenginlik gösteren ilçemizde  hububat, bakliyat, endüstri bitkileri, bahçe bitkileri ve yem bitkileri tarımı yapılmaktadır.

Meyvecilik tarımı açısından ilk sırada ceviz üretimi gelmekte ve yıllık ceviz üretimi 300-600 ton civarındadır.

 

e) Kültür Dışı Araziler       :

İlçemizin batı bölümünde Sarıgül –Boğalı -Karagöz-Dağbek-Çakırkaya-Kovuklu ve Dereboyu köyleri; doğu bölümünde  Karagöl-Şampaşakaraderbent köyleri yöresinde sarp kayalık ve taşlık alanlar bulunmaktadır. Bu alanlar metruk araziler sınıfına dahil olduğundan tarıma elverişli değildir.

 

HAYVANCILIK

Pülümür’ de hayvancılık küçük aile işletmeciliği şeklinde yapılmaktadır. İlçemizdeki hayvan varlığının büyük bir bölümü yerli ve verimi düşük ırklardan oluşmaktadır. Hayvan sağlığına ve verimine tesir eden hayvan barınakları ve çevre koşulları yetersizdir.Kazancı çok düşük seviyede olan üretici bunu iyileştirme imkanına sahip değildir. Karsız ve çok az bir karla çalışmalarını sürdüren üreticiler imkansızlıklar nedeniyle hayvanlarına iyi bakâmamakta ve hastalıkları ile yeterince mücadele edememektedirler. Bu durum ilçe hayvancılığının gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir.

Pülümür’ ün son on yılın hayvan istatistiklerine bakıldığında hayvan varlığında % 70-80, tarım ürünleri üretiminde de % 80-95 oranında azalma görülmektedir. Yıllık peynir üretimi 500-600 tondur. (İlçemiz yayla ve meralarını kiralayan sürü sahiplerinin ürettiği peynir dahil) . Et üretimi yaklaşık 72 tondur. Hayvansal ürünler iç ve dış pazarlarda tüketilmektedir.

 

PÜLÜMÜR İLÇESİNİN ZİRAİ VARLIĞI

Pülümür ilçesi ve köyleri birbirlerinden farklı iklim yapısına ve farklı rakıma sahiptir. Köylerinin birbirlerinden farklı oluşu, bünyesinde yetiştireceği bitkiler arasında da farklılık yaratmaktadır.

İlçemizde oturan halkın geçiminde, elma ve ceviz ağırlık kazanmaktadır.

Küçük aile işletmeciliği yanında ticari amaçla kurulan kapama bahçeleri de mevcuttur. Tarla ziraati yönünde olduğu gibi hayvancılık önemli geçim kaynaklarındandır.

Turnadere köyünün 3 km. güney doğusunda etrafı meşe ormanı ile kaplı Çağlayan köyü vardır. Köyde bol miktarda kaynak sularının varlığı, köylüleri özellikle tarım üretimine teşvik etmektedir. Ayrıca geçim kaynağı olarak geniş çapta hayvancılıkta yapılmaktadır. Muzur hayvanların çokluğu nedeniyle aslında üretime çok elverişli olan patates ve diğer yumrulu bitkilerin ziraatı yapılamamaktadır. Meyvelerde ise en fazla ceviz yetiştirilmekte olup, diğer meyveler ise az miktarda mevcuttur. Az miktarda olmasının nedeni ise ayılar tarafından tahrip edilmesidir.

İlçemizin Çobanyıldızı köylüleri ceviz, tarla ziraatı ve hayvancılık yaparak; Aydınlar ve Kayırlar köylüleri köyün rakımı yüksek olduğundan sadece hayvancılıkla; Kalınkaş, ve Sarıbudak köylüleri az miktarda meyvecilik hububat ekimi ve hayvancılıkla geçimini sağlamaktadırlar.

Balpayam bucağı ve bağlı köyleri rakım itibarı ile yüksek olduğundan geçimini hayvancılıkla sağlarlar. Bucak ve köylerine yaz sezonunda ilçemiz dışında koyun sürüleri akın eder. Yüksek dağları yayla olarak değerlendirilen bu gurup köylerimizin kaynak sularının serin oluşu ve yaylaların muhtelif yerlerine serpilmesi ile görünüm ve değer yönünde varolan rağbeti artırarak pekiştirmektedir. Hububatlardan buğday ve arpa ekilmekte; münavebe olarak buğday, fiğ, nadas veya Buğday, Nadas, Arpa, şeklinde yapılmaktadır. Son yıllarda yeteri kadar kimyevi gübre tüketimi ve yabani otlara karşı yapılan zirai mücadelenin yanında bölgeye verilen KIRAÇ 66 buğdayları ile Türkiye ortalamasının üzerinde verim sağlanmaktadır. Bu gurup köylerimize yaz sezonunda Ordu ve diğer Karadeniz illerinden seyyar arıcılar gelip 3-4 ay konaklayarak bol miktarda ve kaliteli bal elde ettikten sonra kışı geçirmek üzere kendi yörelerine dönmektedirler.

İlçemizin mera ve yaylalarında bol miktarda ve kaliteli bal yapımına elverişli çiçeklerin bulunması nedeni ile bölgemizde arıcılıkta gelişmektedir.Balpayam bucağına bağlı köylerimizde küçük aile işletmeciliği şeklinde meyvecilik yapıldığı gibi, yabani ağaçlar da ilçemiz ziraat mühendisliği programı çerçevesinde aşılanmaktadır.

Üçdam bucağına bağlı köylerimizin rakımı ve zirai varlığı Balpayam’ dan farksızdır. Ancak rakımı düşük köylerde baklagiller ziraatı yapılması halkın geçiminde farklılık yaratmaktadır. Bu köylerimizde yapılan kış ve yaz besiciliği de büyük önem taşımaktadır. İlçemizin Fırat nehrinin kıyı yamaçlarında kurulmuş olan köylerinde ise meyvecilik, ceviz, elma ve kaysının yanında bağcılıkta da önemli yer teşkil etmektedir.

Mutu köyü Erzincan iline hudut olup; Erzincan’da hüküm süren mikroklima iklimi etkisinde kalmaktadır. Buralarda kara erik ve bağcılık halkın başlıca geçim kaynaklarındandır. Bu köyde geniş çapta fasulye tarımı yapılmakta olup; elma ve kayısı bahçeleri çoğunluktadır. Rakımı yüksek olan Munzur Dağlarının eteklerinde kurulu olan köylerimizde de meyvecilik ve bağcılık yapılmaktadır.

Rakım yükseldikçe hayvancılık ağırlık kazanmaktadır. Bu köylerde modern tarım tekniklerinin uygulandığı meyve bahçelerinin hemen bitişiğinden başlayarak dağlara doğru yükselen yemyeşil ormanlar halkın gelirindeki çeşitlilik gibi tabiatta da ayrı bir güzellik yaratmaktadır.

Dağyolu bucağı ve bağlı köyleri hayvancılık ve bağcılıkla geçimini sağlamaktadır. Bölgede aynı zamanda tarla ziraatı olarak buğday ve arpa ekimi yapılmaktadır. Diğer tahıl bitkileri yaz sezonu kısa olduğundan hasat ve harmanı zorlaştırmaktadır.

İlçemizden 14 km. uzaklıkta Kırmızı Köprü bucağı bulunmaktadır. Bu bucak Munzurlardan Tunceli’ye doğru ilerleyen derelerin genişlettiği dağlar arasında meydana gelen dar bir boğaza kurulmuştur. Adını etrafını saran dağların kızıllığından almıştır. Buraya bağlı 16 köy, yapı, yerleşim ve doğa yönünden birbirine çok benzemektedir. Bu köylerde büyük çapta ceviz tarımı yapılmaktadır. Tarla ziraatı ile ekimi yapılan buğday ve arpanın ekim zamanında, fasulye ve yem bitkileri ekimi de yapılmaktadır. Bölgede çok sayıda yabani elma, armut mevcut olup, bunlardan toplu halde bulunanlara aşılama taraması yapılmıştır.

 

İLÇEMİZDE AVCILIK VE AV HAYVANLARI

Av potansiyeli bakımından oldukça zengin olan ilçemize yurt içinden olduğu kadar yurt dışından da avlanmak maksadıyla gelenler çoktur.

İlçemiz bölgesinde her türlü kara avcılığı ve su avcılığı yapmak mümkün olup, av hayvanları hakkında cinsleri itibariyle aşağıda bilgi verilmiştir.

Ayı: Renk formasyonları ve büyüklükleri değişik olan ayılara bol miktarda rastlamak mümkündür. Sonbahar ve kış aylarında vadi tabanlarında ve yakın yamaçlarında sık sık rastlanmakta, kışın sarp kayalıklarda , mağaralarda saklanmaktadır.

Kurt :Sahanın her tarafında bol miktarda görülmektedir.

Vaşak: Ormanlık sahada kalan sarp yerlerde seyrek olarak rastlanmaktadır. Vurulan Vaşak miktarı yılda 2 veya 3 adedi geçmemektedir.

Tilki: Sahanın her tarafında bol miktarda bulunmaktadır. Koyu renklilerine de rastlanmaktadır.

Yaban Domuzu: Sahanın her tarafında bulunmakta olup 20-30′lu bazen daha büyük sürüler halinde dolaşmakta, ziraat ve bahçelere büyük zararlar vermektedir.

Ayrıca, Sansar, Porsuk, Sincap, Tavşan sahanın her tarafında bol miktarda bulunmaktadır.


Pülümür Köyleri

Merkez Bucağına bağlı köyler:
1.      Ardıçlı
2.      Çağlayan
3.      Çobanyıldızı
4.      Göcenek
5.      Hacılı
6.      Zimak / Közlüce
7.      Nohutlu
8.      Rabat / Turnadere

Dest ( Balpayam) bucağına bağlı köyler:
1.      Ağaşenliği
2.      Altunhüseyin
3.      Bozağakaraderbend
4.      Hasangazi
5.      Kayırlar
6.      Kırklar
7.      Kızılmescit

 

Seteriye (Dağyolu) bucağına bağlı köyler:
1.      Qelecixe / Başkalecik
2.      Seteriye / Dağyolu Bucak Merkezi
3.      Dereköy
4.      Pintige / Doğanpınar
5.      Goburge / Kırkmeşe
6.      Cors / Kulantarlası
7.      Güzke / Kuzulca
8.      Birastige / Salkımözü
9.      Seneke / Senek
10.    Mazra Silemanu / Süleymanuşağı
11.    Mukuf / Ünveren
12.    Yarbaşı

 

Kırmızıköprü Bucağına Bağlı Köyler:
1.      Akdik
2.      Boğalı
3.      Pancilas / Çakirkaya
4.      Dağbek
5.      Danzige / Dereboyu
6.      Efeağılı
7.      Gökçekonak
8.      Kabadal
9.      Murdafan / Kangallı
10.    Karagöz
11.    Kaymaztepe
12.    Askirek / Kocatepe
13.    Harsi / Kovuklu
14.    Mezra-Bucak merkezi
15.    Cirik / Sağlamtaş
16.    Sarıgül

Ustam (Üçdam)  Bucağına Bağlı Köyler:
1.      Bardakçı
2.      Karsu / Derindere
3.      Almeliye / Elmalı
4.      Kırdım
5.      Şampaşakaraderbend
6.      Ustam / Üçdam-Bucak merkezi

             Pülümür İlçesine bağlı 49 köy,5 bucak ,308 mezra bulunmaktadır. Köylerden 19'u ve mezralardan 281'i baskı ,ekonomik, sosyal ve tabii afetler nedeniyle boşalmış olup, halen 30 köy ve 27 mezra dolu bulunmaktadır.