PÜLÜMÜRÜN MERALARI ÇOK YORGUN !!!

Türkiye’nin 1950’de 37,8 milyon hektar olan mera alanı 2019’da 12,3 milyon hektara kadar düşmüştür. 1950’li yıllardan bu yana bu alanları amaç dışı kullanıma açarak ve plansız bir şekilde otlatarak mera vasfının kaybolmasına neden olundu. 1998’de TBMM tarafından bütün partilerin oybirliğiyle çıkarılan 4342 sayılı Mera Kanunu ile bu konuda iyileştirmeler olacağı, Türkiye meralarının artık korunacağı ve iyileştirileceği üzerine iyimser görüşler vardı. Fakat bu gün uygulamalardan görüyoruz ki hiçbir şey değişmemiş.

 

Mera, bozkır ekosistemlerinin bir kullanım şeklidir. Bozkır; bitki, hayvan, kuş, böcek ve mikroorganizma yönünden canlı ve cansız binlerce varlığın oluşturduğu bir ekosistemdir.

 

Türkiye’de bozkır ekosistemleri biyoçeşitlilik açısından korumada öncelikli alanlar olarak tanımlanmıştır. Bozkır Ekosistemleri (doğal otlatılan habitatlar, meralar) Türkiye biyoçeşitliliğin yarısını bünyesinde barındırmaktadır. Bu alanları tarıma açma, aşırı otlatma, sanayileşme, madenler, yapılaşma ve benzeri rant yaratma uğruna kaybetmemiz geleceğimizi kaybetmemize neden olacaktır.

 

Bunun yanında bozkır ekosistemleri ve biyolojik çeşitliliğin tahrip edilmesi veya korunmamasının Avrupa'nın Yaban Hayatı Ortamı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi (Bern Sözleşmesi) gibi uluslararası sözleşmelere de aykırı olduğu bilinmelidir.

 

Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, 16 Nisan 2020’de NTV’de yaptığı Corona Virüs (COVID-19) ile ilgili konuşmasında;

 

“Tabiatı bu kadar hoyratça istismar eden, kullanan, katleden bir insanlığın bundan sonra sürdürülebilir bir kalkınma modeli, büyüme, gelişme modeli üzerinde daha fazla kafa yorması gerekiyor. Bu daha fazla mühendislikle, daha fazla teknolojiyle, daha fazla tüketimle olmayacak. Yepyeni bir düşünce, zihniyet yapısının ortaya çıkması gerekecek. Bakın o kadar ki inanın hepimiz yorulduk, toprak yoruldu, hava, su, gökyüzü, yeryüzü yoruldu. O kadar yorduk ki tabiatı son 200 yıldır birçok bilim insanı bu yaşanan büyük salgınların, doğal afetlerin bozulan bu dengenin bir sonucu olduğunu söylüyorlar. Ve her doğal afet aslında tabiatın dengeyi yeniden kurma çabasının bir tezahürü olarak ortaya çıkıyor. Eğer şimdi biz bu dengeyi yeniden kuracak adımları atmazsak ülkeler, toplumlar, uluslararası kurum ve kuruluşlar olarak bir sonraki felaket, musibet geldiğinde sonuçları çok daha ölümcül olacak, faturası çok daha ağır olacak. Bütün bunları umarım bu izolasyon döneminde bir düşünme, muhasebesini yapma imkanımız olacak. Bunu yapabilirsek buradan insanlık olarak, daha, güçlü çıkabiliriz." demektedir.

 

Cumhurbaşkanı Sözcüsü tarafından dillendirilen yaklaşımın tam aksine yapılan “Pülümür’ün Yorgun Meraları” için reva görülen plansız otlatma uygulamaları esef vericidir. Eğer bu ekosistemlerin bu şekilde tahrip edilmesine göz yumarsak yani besin zincirini bozmaya devam edersek doğal felaketler daha da artarak devam edecektir.

 

Biz hayvancılığa karşı değiliz, tam aksine Türkiye’nin çıkışının “Tarım ve Hayvancılık” ile olacağını düşünüyoruz. Tarım ve hayvancılık yaparken kaynakların (mera ve orman alanları gibi) sürdürülebilir bir şekilde kullanılmadığı takdirde doğanın kendini yenileme şansının olmayacağını ve kademeli olarak bu kaynakları kaybedeceğimizi de biliyoruz. Tunceli genelinde geçen yıl 24 mera alanı kiralanırken bu yıl bu sayı 34’e çıkarılarak ilana çıkıldı. Bu kadar kiralanacak mera alanı olanağı olmasına rağmen sürekli “Pülümür’ün Yorgun Meralarının” kiraya verilmesini anlamakta güçlük çekmekteyiz. Kurum yöneticilerine sorduğumuzda hayvancılık yapanların Pülümür bölgesini özellikle istedikleri söylenmektedir. Mera yasasının devlete verdiği görev doğal kaynakları sürdürülebilir bir şekilde yönetmektir. Bu kaynaklar doğru yönetilmediği takdirde hayvancılığın da devamlılığının olması mümkün değildir.

 

Tunceli Pülümür İlçesinde mera olarak kullanılmakta olan bozkır alanlarının her yıl otlatmaya açılması, hayvan kapasitesinin her yıl artırılması, otlatma mevsiminin bölgenin iklim koşullarındaki değişimler dikkate alınmadan belirlenmesi, rotasyon uygulanmaması Pülümür bozkırlarının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına neden olmuştur. 2019 yılında kiralamada belirlenen hayvan kapasitesinin iki katından fazla hayvanın Pülümür meralarına sokulduğu tespit edilmiştir.

 

Tunceli Mera Komisyonu, oturduğu yerden meraların ot verimliliğini ölçmekte, hayvan kapasitesini belirlemekte ve gelen göçerlerin belirlenen ıslah, amenajman planları ve otlatma planlarına uyup uymadığını denetlemektedir. Elbette bunların hiç biri masa başında mümkün olabilecek işler değildir. Uzmanlık ve yerinde inceleme gerektiren konularda bu tür yöntemlerle Pülümür meraları hakkında kararlar verilemez.

 

Mera komisyonu üyeleri ilgili uzmanlarla gelip yerinde inceleme yapma gereğini hissetseler bu alanların ne kadar yorgun olduğunu görebilirler.

 

Pülümür Bozkırlarında (meralarında) doğal hayatın çeşitliliği ve bolluğunun mera yönetimi için anahtar bir konu olduğu bilinmelidir. Öte yandan hayvan otlatması doğru adımlarla yapıldığı takdirde ekosistem çeşitliliğine katkı sağlamaktadır.

 

Pülümür’ün öncelikli gelir kaynağı arıcılıktır. Birçok arı üreticisi plansız otlatmadan kaynaklanan biyolojik çeşitliliğin azalmasından doğrudan etkilenmektedir. Arıcılık kendi ihtiyacını karşılarken doğada tozlaşmayı da sağlayarak biyolojik çeşitliliğe katkıda bulunmaktadır. Bu da meraların hem bitkisel çeşitliliğini hem de verimini artırdığı için hayvancılığı desteklemektedir.

 

Biz yapılan otlatma planlarında bu alanların yalnızca ot deposu olarak görülmekten vazgeçilmesini; “Pülümür’ün Yorgun Meralarınınsosyal, kültürel, ekonomik ve ekolojik boyutlarının göz önünde bulundurularak yönetim planlarının yapılmasını; mera yasasına ve yönetmenliğine uygun bir şekilde de yönetilmesini istiyoruz.

 

Biz hem yukarıda anlatmaya çalıştığımız nedenlerden hem de ilgili yasa ve yönetmenliklere uygun olmamasından dolayı “Pülümür’ün Yorgun Meralarının” kiralanması ihalesinin iptal edilmesini ve yorgun meraların dinlendirilmeye alınmasını istiyoruz.

 

Bundan sonraki dönemlerde bu meraların hem ekosistem özelliklerini korumak ve gelecek kuşaklara daha sağlıklı aktarmak hem de mera olarak kullanımının sürekliliği için aşağıdaki önerilerimizi kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.

 

Pülümür Bozkır Ekosistemi (meralar) için;

 

1.      “Pülümür’ün Yorgun Meralarının” dinlendirmeye alınmasını, daha sonra da rotasyonlu otlatmaya geçilmesini,

2.      Meralara ilişkin alınacak kararların siyasi veya ekonomik olarak değil, bilimsel ölçütler temelinde alınmasını,

3.      Bitki çeşitliliğinin ve mera otlatma kapasitesinin belirlenmesi için örnekleme olarak 300-400 metrekare alanlar belirleyip, tel örgüye alınmasını ve bu alanlardaki bitki çeşitliliğinin ve verimliliğini saptanmasını,

4.      Pülümür ilçesinin birincil geçim kaynağının arıcılık olduğunu göz önüne alarak kovan kapasitesine göre bölgelerin öncelikle arıcılık için ayrılmasını,

5.      Hayvan taşıma kapasitesinin bilimsel ve gerçekçi ölçümler kullanılarak yapılmasını,

6.      Otlatma zamanının bölgenin değişen iklim koşulları göz önüne alınarak belirlenmesini,

7.      Gelecek göçerlerin ÇKS kayıtlarındaki hayvan varlıkları göz önüne alınarak kiraya verilmesini,

8.      Otlatma kapasitelerinin sadece keçi, koyun sayısı üzerinden değil mera yönetmenliğinde de yazıldığı şekilde kuzu ve oğlağın da hesaba katılarak belirlenmesini,

9.      Otlatma yapıldığı dönemlerde otlatma planına uyulup uyulmadığının kontrol ekipleri tarafından denetlenmesini,

10.  Mera yasası ve yönetmenliğinde belirtildiği gibi Pülümür Belediyesi, muhtarları ve demokratik kitle örgütlerinin mera yönetim birliklerine aktif olarak katılımlarının sağlanmasını ve alınacak kararlarda söz sahibi olmasını istiyoruz.

 

 

Yukarıdaki anlatmaya çalıştığımız sorunların çözülmemesi durumunda yasal ve demokratik haklarımızı kullanacağımızın bilinmesini isteriz. Kamuoyuna saygılarımızla  duyurulur.


Pülümürlüler Hessen Eyalet Parlamentosu'nda


 

Förderverin Pülümür e.V. (Pülümür'ü Destekleme Derneği 'ni) temsilen yönetim kurulu üyeleri ve diğer üyelerle birlikte 12.12.2019 tarihinde Hessen Eyalet Parlamentosu'nda Pülümür kökenli milletvekillerimiz Turgut Yüksel ve Taylan Burcu'ya görevlerinde başarı dileklerimizi iletmek üzere Wiesbaden'e gittik. Parlamento girişinde milletvekilimiz Turgut Bey tarafından dostane bir şekilde karşılandık. Rahatsızlığı nedeniyle Taylan Bey'le görüşme imkânımız maalesef olmadı. Parlamentonun tanıtım toplantısından sonra enerji konusunu içeren bir oturuma katılarak  siyasi partilerin konu ile ilgili argümanlarını dinledik. Turgut Bey ile birlikte diğer parti temsilcileri ile göçmen sorunlarını ilgilendiren konularda yaklaşık bir saat kadar yararlı bir fikir alış verişinde bulunduk. Turgut Bey 'e nazik davranışlarından ötürü teşekkür ederiz.

 




Insanlarınla, Doğanla Sen Ne Kadar Güzel ve  Şanslısın        Aydınlar Köyü!

 

Toprağını eken, suyunu içen ve havanı soluyan sadık köylülerin seni unutmadı.Yüzlerce veya binlerce km. uzaklarda yaşayan senin bu sadık insanların, seni unutup,başka yerlerde köy kurma arayışlarına girmediler. Seni kendi varlığının mekani olarak gördü ve öyle olacağı da belli oldu. Yıllar önce Almanya ́nın Darmstadt şehirinde kurulan, Pülümür ́ü Destekleme Derneği ́nin kurucularından ve yıllarca başkanlığını yapan, senin sadık insanlarından biri olan, Sayın Hüseyin Doğan ́nın öncülüğünde başlatılan bu çalışma ile bireysellik anlayışı yerine, böyle bir yapının çatısı altında biraraya gelerek, kendi köyü ve yöresi için neler yapılabileceği birlikteliğini karşılıklı paylaşmak ve sahiplenmek, hem Aydınlar ( Serselik ) Köyü ́ne çok farklı yararlar sağlayacaktır. Hem de yörede bulunan diğer köylerimize örnek olacaktır. çünkü senin az da olsa ovalarında, yaylalarında, derelerinde ve bayırlarında var olan hareketlilik, bir başka şekilde canlanmaya başlayacaktır.Artık dertleşmeleriniz, sevinçleriniz, çaylarınızı yudumlamanız için, ortak bir çatıya kavuşuyorsunuz. Pülümür ́ü Destekleme Derneği olarak; Aydınlar Köyü sakinleri için yapımı başlatılan köyevinin, neşe, huzur ve üretkenliğin mekanı olmasını diliyoruz.

 

 

 

 




Tunceli birinci, Hakkari sonuncu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ilk defa hazırladığı ‘İllerde Yaşam Endeksi 2015’ araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Endekste tüm illerde konut, çalışma hayatı, gelir/servet, sağlık, eğitim, çevre, güvenlik, sivil katılım, altyapı hizmetlerine erişim, sosyal yaşam ve yaşam memnuniyeti olmak üzere 11 alan incelendi. Buna göre, ‘bireylerin topluma ve ekonomiye verimli bir şekilde katılması için gerekli bilgi, beceri ve yeterliliklerin sağlanmasında büyük öneme sahip’ olan eğitim endeksinde ilk sıraya Tunceli yerleşti. Bu şehri ikinci sıra ile Isparta ve üçüncü sıra ile Amasya takip etti. Hakkari ise son sırada yer aldı.


Tunceli birinci, Hakkari sonuncu
İllerin eğitim ile puanları hesaplanırken, okul öncesi eğitimde net okullaşma oranı, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi yerleştirmeye esas puan ortalaması, Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) puan ortalaması, fakülte ve yüksekokul mezunlarının oranı, kamunun eğitim hizmetlerinden memnuniyet oranı gibi 5 gösterge incelendi. İnceleme sonucunda şehirlere ‘0’ (sıfır) ile 1 arasında değerler verildi. 1 en yüksek sıfır ise en düşük puan olarak belirlendi. Değerlendirmeye alınan 5 eğitim istatistiği ortalamasında en yüksek değeri 0.7468 ile Tunceli aldı. İkinci Isparta 0.7370 ve üçüncü Amasya 0.7036 puana ulaştı. Listenin son sırasına ise 0.0966 değer ile Hakkari yerleşti. Ayrıca Şırnak 0.1634, Ağrı ise 0.2045 ile eğitim alanında en düşük değerlere sahip iller oldu.
Araştırmada büyükşehirlerin oldukça geride kalması dikkat çekti. İstanbul 56, Ankara 44 ve İzmir 31’inci sırada kendilerine yer buldu. İstanbul 0.5163 ile ortalama bir sonuç yakalarken Ankara 0.5523, İzmir ise 0.6042 değer aldı. Böylelikle üç büyükşehir içerisinde en iyi dereceyi İzmir yakalamış oldu. Tunceli hariç Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu illeri büyük oranda listenin son sıralarına yerleşti.

Araştırmada 2003’ten beri TÜİK tarafından yürütülen ‘Yaşam Memnuniyeti Araştırması’nın (YMA) sonuçları temel veri kaynağı olarak kullanıldı. Ayrıca ‘İlerde Yaşam Endeksi’ çalışmasının boyut ve göstergeleri belirlenirken Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) ‘Daha İyi Yaşam Endeksi’ örnek alındı.


En iyi ilk 10 il
1-Tunceli
2-Isparta
3-Amasya
4-Kırşehir
5-Yalova
6-Burdur
7-Giresun
8-Çanakkale
9-Karabük
10- Edirne


Son 10 il
70-Bitlis
71-Kars
72-Batman
73-Diyarbakır
74-Ardahan
75-Van
76-Mardin
77-Muş
78-Şanlıurfa
79-Ağrı
80-Şırnak
81-Hakkari

 

 


Pülümür´ü Destekleme Derneği´nden  Öğrencilere Duyuru

Sevgili Öğrenciler,
Derneğimiz tarafından verilen burs, 2018-2019 eğitim döneminde ISTANBUL PÜLÜMÜR DERNEĞİ ile ortak çalışma sonucuna göre verilecek. Son müracaat:25.10.2018 tarihine kadar olacaktır. Müracaatların, başvuru formların altında bulunan derneğimizin adresine   yapılması gerekiyor.

Başarılar diliyoruz.



2018-2019 YILI YÜKSEK ÖĞRENİM İÇİN ÖĞRENCİ BURS KRİTERLERİ:


1- 4 YILLIK ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ OLMASI.
2- GELİR BEYANI ( ÇALIŞIYORSA ANNE VE BABASININ MAAŞ BORDOLARI).
3- ANNE VE BABASININ PÜLÜMÜR VEYA PÜLÜMÜR KÖKENLİ OLMASI .
4- 1. DÖNEM İÇİN ÖĞRENCİ BELGESİ , 2. DÖNEMDE  ISE ÖĞRENCİ    BELGESİNİN GÜNCELLENMESİ.
5- BAŞVURU FORMLARI VE MAAŞ BORDOLARI ISLAK İMZALI OLARAK  DERNEK MERKEZİ ADRESİNE         GÖNDERiLMESI.
6- BURS ALACAK ÖĞRENCİLER OKUL VE BÖLÜMLERİ GÖZ ÖNÜNE  ALINARAK SIRALAMA YAPILACAK.
7- BAŞVURU FORMLARIN İNCELENMESİ DERNEĞİMİZİN YÖNETİM  KURULUNCA YAPILACAK                        DEĞERLENDİRMESİ İLE SONUÇLANACAK.
8- İBAN NUMARALARI T.C ZİRAAT BANKASI OLMASI.


Pülümür´ün " Dünü, bugünü, geleceği

 Değerli dostlar,

16 Temmuz 2018 tarihinde Pülümür´de, Pülümür Belediyesi ve yöre derneklerinin katıldığı, Pülümür´ün " Dünü, bugünü, geleceği ve yol haritası " konulu geniş kapsamlı
bir toplantıdan sonra, derneğimizin yönetim toplantısında yapılan değerlendirmeler.
sonucunda, aynı başlıklı bir toplantının; üyelerimizi, duyarlı Pülümürlü dostlarımızı ve Pülümürlü iş insanlarımızı kapsayacak bir çalıştay gününde, üzerinde çalışılmasının yararlı olacağı kararı alındı.
4.11.2018 tarihinde, Darmstadt´da gerçekleştirilecek olan bu çalıştay günümüze,
özellikle Pülümürlü iş insanlarımızın çoğunlukla katılacağına yürekten inanıyoruz.

 

Qalıştay günümüze Türkiye´den katılacak olan konuklarımız:

1) Müslüm Tosun ( Pülümür Belediye Başkanı )
2) Hüseyin Aslan ( il genel meclisi üyesi )
3) Yılmaz Coşkun ( Ist. Dersim Pülümür Derneği )
4) Mustafa Bektaş ( Kırsal Kalkınma uzmanı )
5) Haydar Kaya ( iş Adamı )



Pülümür´ü Destekleme Derneği / Darmstadt
Tarih: 4.11.2018 Adres: Alevi Kültür Merkezi
Saat: 09:30 - 17:00 : Im Niederfeld 2
64293 Darmstadt


PÜLÜMÜR´ÜN DÜNÜ BU GÜNÜ VE GELECEGI

Ilçemiz Pülümür´ün mevcut olan sorunlarını ve bunların çözüm önerilerini konuşmak
için; 16.7.–18.07.2018 tarihinde, Pülümür Belediyesi´ nin evsahipliğini, Almanya Pülümür´ü Destekleme Derneği ve Istanbul Pülümür Derneği´nin organizasyonunu üstlendikleri,
diğer tüm köy derneklerinin de katıldığı, Pülümür´ün " geçmişi - geleceği ve bugünü " başlıklı toplantısı, kapsamlı bir şekilde üç gün devam etti.

 

Download
Protokol Pülümür.pdf
Adobe Acrobat Dokument 338.6 KB

PÜLÜMÜRLÜLER PÜLÜMÜR IÇIN BIRARAYA GELDILER

Pülümürlüler, ilçeleri Pülümür için her zaman olduğu gibi, yine dayanışma içinde
yardım elini; neden, nasıl, nezaman, nereden başlayarak uzatabileceğini ve sonuçlandıra-bileceğini konuşmak için, 20.5.2018 tarihinde bir çalıştay gününde biraradaydılar.  Kırsal Kalkınma Proje sorumlusu Sayın Mustafa Bektaş´ın, konuk olduğu çalıştay gününde; Mustafa Bektaş´ın Kırsal Kalkınma Projesi´nin kapsamında, günümüze kadardeğişik yörelerde başlayıp, sonuçlandırdığı bazı çalışmalarından alıntılar yaptıktan sonra, Pülümür ve köyleri ile ilgili görüş ve önerilerinin de gündeme getirilmesinin büyük birönem taşıdığını açıklayarak, bu doğrultuda gündeme getirilen görüş ve önerilerden birliste oluşturulmasını önerdi ve çalıştayın son bölümünde hemen hemen her katılımcının
düşünce ve önerileriyle bir bakış kapısı aralandı.

Download
Veranstaltung 20.05.2018 in Darmstadt.pd
Adobe Acrobat Dokument 377.0 KB


AYAKTA KALMAYA DİRENEN HANIM KÖPRÜSÜ

Pülümür’de bulunan tarihi hanım köprüsü , bakımsızlık nedeniyle yıkılma tehlikesiyle  karşı karşıya idi. Pülümür merkezinden 3 km uzakta olan hanım köprüsü Pülümür çayının üzerinde bulunmaktadır.
Bu köprünün yapımı ile ilgili yapılan araştırmalarda maalesef çok fazla bir bilgiye ulaşılamamıştır. Köprünün kimler tarafından yapıldığı tam olarak bilinmemektedir.
Bu köprü ile ilgili bir söylence bulunmaktadır. Bu söylenceye göre; Pülümür Çayı üzerinde bir hanım tarafından bir su kemeri yapılması istenmiş, kemer ve yanındaki köprünün yapımı için bir taşçı ustası görevlendirilmiştir. Bir de şart koşmuştur. Köprünün yapımında kullanılacak taşlar Tercan’dan getirilecek ve taşlar ne bir eksik, ne de bir fazla olacaktır. Bu şekilde eksiksiz tamamlandığında usta ile evleneceğini, aksi halde de ustanın boynunu vurduracağını söylemiştir. Taşçı ustası belirlediği sayıdaki taşları eksik ve fazla olmadan köprüyü tamamlamış ve hanımla da evlenmiştir. Köprü moloz taştan ve tek gözlü olarak yapılmıştır. Köprü yakınında kaleye su taşımak için bir çıkış yolu bulunmaktadır.
Tarihi eser konumunda olan Hanım köprüsü, bakımsızlıktan dolayı adeta ayakta kalmaya direniyordu.
Yöre insanının ve hayranlarının Hanım köprüsü ile ilgili yok olma endişesini paylaşan “Darmstadt Pülümür Destekleme Derneği„ Pülümür belediyesi ile ortak bir çalışmayı 2013 yılında başlatmıştı. 2013 yılından beri sistematik bir şekilde Kültür ve Turizm Bakanlığı ve de ilgili kurumlarla köprünün restorasyonu konusunda yapılan çalışmalar sonucunda 2014 yılında köprünün restorasyonuna karar verilmişti. Bölgemizdeki bilinen güvenlik sorunları nedeniyle alınan bu karar 2015 ve 2016 yılında hayata geçirilemedi. 2017 yılında yapılan ihale ile ihaleyi kazanan şirket restorasyona başlama kararı aldı ve şu anda restorasyon çalışmaları bitirilmek üzeredir.
Bu çalışmalarda katkısı olan dostlarımıza, Darmstadt Pülümür Destekleme Derneği
adına teşekkür ederiz.